Şüphesiz göklerle yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeylerle, denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda ve her canlıyı burada üretip yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde, düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)

Cumartesi













Karınca pupası kozasından çıkacağı zaman bakıcı karınca ipek örtünün ucunu ısırarak bir delik açar ve güçsüz pupanın bacak ve duyargalarını çıkarmasına yardımcı olur. Daha sonra onu yıkar ve besler. Ancak burada çok önemli bir konu vardır. Pupanın kozadan çıkma zamanı… Bakıcı karınca zamanı o kadar iyi bir şekilde ayarlamalı ki ne erken olmalı ne de geç yani pupa kozadan tam zamanında çıkartmalı. Aksi halde geç çıkarırsa yavru boğularak ölür, erken çıkarırsa da gelişimini tamamlayamadığı için ya sakat kalır ya da ölür. Fakat karıncalar bu tarz bir hata yapmaz. Kozanın ucunu tam zamanında deler. Peki karınca nasıl olurda böylesine hassas bir hesabı yapabilir? Aklı olmayan, zamandan da bihaber olan karıncalar elbette ki bu hassas zaman ayarlamasını kendileri yapmazlar. Pupanın kozadan çıkış vaktini bakıcı karıncaya ilham eden kainatı ve tüm ayrıntıları kusursuzca yaratan Yüce Allah’tır. (kaynak: Britannica Compton’s genel kültür ansiklopedisi, sayı:11, sy:367)
''Onlar ayakta iken, otururken ve yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler...'' (Al-i İmran Suresi, 191)